23 Nisan 2011 Cumartesi


HUZURLU BIR CUMARTESI!

Bloguma tekrar kavuştuğuma çok ama çok sevindim!!! Geri dönmek çok keyifli! Hele bahar gelmişken ve evlerden kurtulup dışarıda gezecek birçok yer varken....

Işte bu gezilerden ilkini bugün kızım ve çok sevdiğim ARGE grubuyla birlikte yaptım. Sabaha ITO'da Koru restoranda kahvaltıyla başladık... Kahvaltı konusunda çok bir yorum yapamayacağım ama manzarası her zamanki gibi prima!


Hele kahvaltıdan sonra düğünlerin yapıldığı çadır tepesine çıktık! Gerçekten kızınızın düğününü orada yapmak isteyebilirsiniz!



Boydan boya bir Boğaz manzarası...


Orijinal plan Kanlıca'dan tekneyle Emirgan'a gidip laleleri seyretmekti... Ama Anadolu yakasında da laleleri seyredebileceğimiz bir yer bulduk! Hidiv Kasrı!

Hidiv Kasrı'nın tabii ki Emirgan Parkı kadar büyük ve geniş bir alanı yok ama yine de sadece 30 günlük sürecek bir lale sefasını burada da kolaylıkla yapabilirsiniz. Hem de o kalabalığı ve hengameyi çekmeden! Öbek öbek dikilen lalelerin arasından yürümeye başladık...



Kırmızı, sarı, turuncu, beyaz ama en favorimiz aynı zamanda Istanbul'da simgesi olan ve klasik laleden daha farklı bir tasarıma sahip olan sarı lalelerdi....


Kasra doğru ilerlerken Lale Etkinlikleri adında kurulan sahneden ne yazık ki kulağı tırmalayan nameler yükseliyordu ... Allahtan kısa sürdü ve o gruptan sonra sahneye çıkan diger gruplar daha az canımızı acıttılar!....


Bebekli bir aile cok rahatlıkla burada gezebilir. Kasrın arkasından giden yol biraz engebeli olsa da puset rahat itiliyor , kasrın önünde yer alan kafeyede inebilmek için eğimli ve düz bir yol yapmıslar... Benim tek canımı sıkan kızımla istediğim gibi çimlerde yürüyememek oldu...Hersey cok düzenliydi bu yüzden çimlerden geçerek lalelerin yanına gitmeye çekindim! Ama otoparkın oradaki çimlik alanda kızımla oturduk ve kendisi ellerini bol bol toprağa soktu... Hatta tadına bile baktı! Bu anlamda Yıldız ve Emirgan tabii ki cimin ve toprağın keyfini çıkarabilmek adına daha avantajlı!